Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » Makaleler


Osmanlı Devletinde Mevlid’i Şerif

sonmevOsmanlı Devleti kurulduğu yıllardan beri devlet, Rebiulevvel ayında Mevlid’i Şerif gecesine has merasimler tertip eder, halka ikramda bulunulurdu. Bilhassa Sultan III. Murad Han Hazretleri, 12 Rebîulevvel 996 (10 Şubat 1588) günü bir tezkire çıkartarak: “Bu gece Server-i Kâinat, Mefhar-i Mevcûdât (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin dünyaya teşrif ettikleri gecedir. Ta’zîm ü ihtiram etmek gerektir.” diyerek minarelerde kandiller yakılmasını emretti. Bu vesile ile camilerde ve mescitlerde Mevlid’i Şerif’i anlatan kasideler okundu, sohbetler ve merasim yapıldı.

Bu tarihten sonra her Mevlid’i Şerif gecesinde aynı merasimler, bütün Osmanlı Padişahları tarafından yapılmaya devam etmiştir. Önceleri Ayasofya’da yapılan merasimler, daha sonraları Sultanahmet Camii’nde yapılmaya başlandı.

Halk tarafından büyük rağbete mazhar olan Mevlid’i Şerif merasimleri zamanla bayram şekline büründü. Bazı camilerde bu gece için minareler arasında mahyalar kurulur ve Padişahın da iştirak ettiği Mevlid’i Şerif merasimlerinde, vezirlere, kazaskerlere, ulemaya, büyük camilerin imamlarına ve sair devlet erkanına davet yazıları gönderilirdi. Camilere resmi kıyafetleriyle gelen misafirler, kendilerine ayrılan yerlere oturur ve daha sonra teşrifatçıbaşı getirdikleri buhurdanlıkları yakarak önlerine koyarlardı. Bu esnasa müezzinler Kur’ân-ı Kerim okurlardı. Daha sonra Padişah Hazretleri kendisine ayrılmış olan hünkar mahfiline teşrif eder ve mahfilin penceresinin açılmasıyla cemaat Padişahın teşrif ettiğini anlayıp hürmeten ayağa kalkardı. Müezzinlerin “tarif” okumasının akabinde Ayasofya ve Sultanahmet camilerinin hatibleri vaazu nasihatlar da bulunurken, misafirlere buhur ve şerbetler dağıtılırdı. Vaazdan sonra vaizlere darüssade ağası tarafından hil’atler giydirili, akabinde birinci mevlidhan mevlid-i şerifin birinci kısmını okur, sonra hil’at giydirilir di. İkinci mevlidhan mevlide başladıktan biraz sonra müjdecibaşı Mekke Şerifinden gelen mektubu sadrazama teslim eder, o da okuması için reisülküttaba verirdi. Mektub, Padişaha okunduktan sonra müjdecibaşı ve reisülküttaba hil’atler giydirilirdi. Daha sonra Padişah, peşkir ağası vasıtasıyla sadrazama Medine’den gelen hurmayı ikram eder, o da bunları dağıtırdı. Üçüncü mevlidhan kürsüye çıkınca sadrazamın, vezirlerin, ulema ve diğer ileri gelenlerin önlerine şeker tabakları konulurdu. Mevlidhan kürsüden inmesi ile Padişah saraya döner ve halk da dağılırdı.

Ayasofya’da icra edilmeye başlayan bu merasimler daha sonra ekseriyetle Sultanahmet Camii’nde devam etmiştir, daha sonraki devirlerde ise Bayezid, Beylerbeyi ve Eyyüb Sultan camilerinde de yapılmaya başlanmıştır. Sultan Abdülaziz Han zamanında ise Mevlid merasimlerine gidip gelirken Padişah için askeri merasim yapılmış, gece boyunca bütün resmi binalar aydınlatılmış, namaz vakitlerinde Tophane’den ve harp gemilerinden toplar atılmıştır. Sultan II. Abdülamid Han zamanında ise, Mevlid’i Şeriflerde İstanbul’daki I. Ordu resmi geçit töreni yapılmaya başlanmıştır.Bu esnada şehzadeler ve veliahd, padişahın yanında yer alır ve merasimin ardından gece ise Yıldız Camii’nde Mevlid-i Şerif okunurdu. Davetlilere gülsuları dökülür, Hacı Bekir Efendiden alınan şekerler dağıtılırdı.

Etiketler:, , , , ,