Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » Mahmudiyye Özel


Allah-u Tealayı Seviyor musun? Peki, O Seni Seviyor mu?

logoEvet doğru işittiniz! Bu makalemiz de üç suali, cevapları ile birlikte tetkik edip (inceleyip) akabinde (daha sonra) bu cevaplara çare ve çözüm arayacağız;

1. Sual: Mevla Teala (Celle Celalûhû) Hazretlerini seviyor muyuz?

Cevap: Sanki “Bu nasıl bir sual, elbette her şeyden çok seviyoruz!”  diye söylendiğinizi işitir gibiyim. Zannımca Dünyayı dolaşarak bir tespit yapacak olsak, Müslümanım diyen bir kişi dahi bu suale menfi (olumsuz) bir cevap vermez ve müşterek (ortak) cevabımız; “Tabi ki seviyoruz” şeklinde olur, zira imanın muktezası (gerektirdiği) budur. Bu sevginin elzemiyet (gerekliliği) ve ehemmiyeti (önemliliği)ne dair bir çok rivayet mevcut olmasına rağmen bir tanesi ile iktifa edelim (yetinelim);

 عن أنس بن مالك أن النبي -صلى الله عليه وسلم- قال: ثلاث من كُنَّ فيه وجد حلاوة الإيمان: أن يكون الله ورسوله أحب إليه مما سواهما

Hazreti Enes (Radiyallahû Anh)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz (Sallallahû Aleyhi ve Sellem) Hazretleri buyurdu ki;
Üç şey kimde bulunursa, o kişi imanın halavetini (tadını) tatmış olur; Allah (Celle Celalûhû) ve onun Rasûlû (Sallallahû Aleyhi ve Sellem)’i her şeyden çok seviyor olmak… [1]

Netice (sonuç) olarak müşterek (ortak) cevabımızı tekrar edecek olursak; “Evet, elhamdülillah seviyoruz!”

Mevla Teala Hazretleri, kendisine olan muhabbetimizi gün be gün müzdat eylesin (arttırsın), amîn!

2. Sual: Peki Mevla Teala (Celle Celalûhû) Hazretleri bizi seviyor mu?

Cevap: Bir çok şekilde mantık yürütmek sureti ile bu suale müspet (olumlu) veya (menfi) olumsuz bir çok cevap tespit edebiliriz. Bilahare bu sevginin ehemmiyeti hakkında ise bir misal olarak şöyle bir mülahazada (düşüncede) bulunalım;

Bir kişi bir başkasını sevip, evlenmek istese, şayet karşı taraf bu talibi beğenip sevmedi ise netice olarak,  evlilik gerçekleşmez veya gerçekleşse dahi saadet hasıl olmaz!

Mevla teala ile kulu arasında ise, bu meselenin ehemmiyeti şöyledir; Kul Allah-u Teala’nın muhabbeti ve rızasına naîl (erişmiş) olmadıktan sonra cennetin köşklerine yerleşse (!) dahi yine azap içerisindedir veya Allah-u Teala’nın muhabbeti ve rızasına naîl olmuş (erişmiş) olduktan sonra cehennemde yansa (!) dahi ferahlık ve saadet içerisindedir.

Netice olarak kesin cevap verebilen olmadığı kanaatinde olmam hasebi ile cevabımız; “Bilmiyoruz lakin Allah’u Teala tarafından sevilmek istemekteyiz”

Mevla Teala Hazretleri, cümlemizi (hepimizi) sevdiği kulları zümresine ilhak eylesin (katsın) amîn!

3. Sual: Günahlarımız mağfiret olunsun (örtülerek bağışlansın) istiyor muyuz?

Cevap: Evvela bendeniz “El fakiru’l hakir” olmak üzere, zannı galibimce (kuvvetli tahminime göre) hepimiz günahlarımız mağfiret olunsun isteriz, zira Peygamber Efendimiz (Sallallahû Aleyhi ve Sellem) Hazretlerinin buyurdu üzere; “كل ابن آدم خطاء ” yani “Her adem oğlu hata edicidir” [2] ve bu itibar ile mağfirete muhtaç olmayan hiç bir insan yoktur.

Netice (sonuç) olarak cevabımız; “Evet mağfiret olunmak istiyoruz”

Şimdi ise bu üç sualimize cevap, çare ve çözümü Mevla Teala (Celle Celalûhû) Hazretlerinden alalım, şöyle buyuruyor;

قُل إِن كُنتُم تُحِبّونَ اللَّهَ فَاتَّبِعونى يُحبِبكُمُ اللَّهُ وَيَغفِر لَكُم ذُنوبَكُم ۗ وَاللَّهُ غَفورٌ رَحيمٌ

(Habîbim! Ehl-i Kitap, müşrik veya Müslüman; Allah’ı sevdiğini iddia eden herkese) deki: Eğer siz Allah’ı seviyor olduysanız, bana hakkıyla uyun ki Allah da sizi sevsin (; sizden razı olup sevap versin) ve sizin için günahlarınızı örtsün. Allah (kendisini sevenlerin günahlarını çokça örten bir) Ğafûr’dur; (Habîbine uyarak sevgisini kazananlara da çok acıyan bir) Rahîm’dir. [3]

Birinci sualin cevabında Allah’ı sevdiğimizi, ikinci sualin cevabında Allah tarafından sevilmek istediğimizi ve üçüncü sualin cevabında  günahlarımızın mağfiret olunmasını (örtülerek bağışlanmasını) istediğimizi iddia eden bizler için, ayeti kerime’de buyrulduğu üzere tek çare onun Habîbine hakkıyla tabi olmak (uymak)tır;

 وَما ءاتىٰكُمُ الرَّسولُ فَخُذوهُ وَما نَهىٰكُم عَنهُ فَانتَهوا

O Rasûl size ne verdi ise onu hemen alın (, kabul edin), sizi neden nehyeder (engeller)se hemen (ondan) vazgeçin… [4]

Netice olarak Dünya ve Ahiret saadeti kainatın Efendisi (Sallallahû Aleyhi ve Sellem)’e ittiba (tabi olmak) ile mümkündür, Dünya ve Ahirette berbad olmanın sebebi ise ancak Efendimiz (Sallallahû Aleyhi ve Sellem)’in getirdiği şeriattan ve sünnetlerinden ayrılmak iledir. O’na (Sallallahû Aleyhi ve Sellem), â’li ve ashabına salât ve selam olsun…

[1] Buhari, Mûslim
[2] Tirmizi, İbni Mâce,
[3] Âl-î İmrân / 31
[4] Haşr / 7

Etiketler:, , , , , , ,