Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » Reddiyeler


Aşkın Gözyaşları’ında Şemş-i Tebriziye “Şia ve Caferi idi” iddiası!

Sinan Yağmur’un “Aşkın Gözyaşları/Tebrizli Şemş” isimli yapıtında, Şemsi Tebrizi Hazretlerinin ağzı ile “Soyum Şia’nın İsmailiyye mezhebinden, fıkhi olarak da Caferiyye ekolünü benimsemişlerdir.” şeklinde izahlar yer almaktadır!okuma1
Binaenaleyh uzun bir süredir mütemadiyen “Şemsi Tebrizi Şia mıdır?” ve “Şems-i Tebrizi ve Mevlana Caferi midir?” sualleri almaktayız…

Bu iddiaların aslı yoktur. Bugün ki Şia İslam’ın temeline zıt itikat ve amele sahiptir. Şems ve Mevlana Hazretlerine ise bunu yakıştırmak büyük talihsizliktir.

“Şia” arapça bir kelime olup, taraftar manasındadır. Tarihteki istimali ise Hazreti Ali (Kerremellahu veche)’nin taraftarları ve sevenleri dir. Bu manada bütün ehli sünnet Hazreti Ali (Kerremellahu veche)’ye olan sevgisinden buraya dahildir.

Lakin günümüzde ise Şia Hazreti Aişe (Radiyallahü Anha)’ya iffetsiz diyen, Hazreti Ebu Bekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Muaviye (Radiyallahu anhüm) gibi Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)2in övgüsüne mazhar olmuş sahabeleri kafir ilan eden ve benzeri bir çok batıl görüşe sahip bir batıl fırkadır.

Caferiyye olmaları meselesi ise;

Caferilik Hazreti Ali (Kerremellahu veche)’nin torunlarindan Câ’fer-i Sâdik (Radiyallahü Anh)’ın etrafında toplanan ve onun ictihadlarina göre amel eden müslümanlarin bagli olduklari mezhep iken yine şia gibi aslı bozulmuş ve batıllaştırılmış bir mezheptir. Imâm Câ’fer, bütün Sünnîlerce, özellikle tasavvuf ehlince büyük bir velîdir. Nakşibendi silsilesinin Halidiyye kolunun günümüz de var olan bütün cemaatlerin Altın silsilelerin de yer alır. O, kendisini ilme ve tefekküre vermis, Ebû Hanîfe ve Imâm Mâlik gibi büyük müctehidler bile ondan faydalanmistir. Bu manada bir caferilik doğrudur, lakin az önce beyan ettiğimiz gibi aslı bozulmuş olan günümüz Caferileri ehli sünnetten uzak ve Şemsi Tebrizi gibi zatlar ise onlardan berilerdir.