Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » Mahmudiyye Özel


Numune-i İmtisal: İsmail Ağa Camii Sabah Namazı

camiyenigorunumu09Yeterli fıkıh ve ilmihal bilgisine sahip olan her Müslüman bilir ki, hür ve mukim (seferî olmayan) erkek Müslümanların farz namazları cemaatle kılmaları gerekir.

Cemaate gitmek ihtiyarî (keyfe bırakılmış) bir vazife olmayıp, Resulullah Efendimizin kesin bir emridir.

Yapılan araştırmalara göre günümüzde Türkiye’de yaşayanların yalnızca yüzde 27’si namaz kılmakta, yine Türkiye’nin yüzde 19’u haftada en az bir kez cuma namazı dışında da camiye gidiyor. Cuma namazına gidenlerin oranı yüzde 25. Bayramdan bayrama camiye gidenlerin oranı ise yüzde 10. Namaz kılan erkeklerin de acaba yüzde kaçı cemaatle kılmakta?

Bu durumu yakından görmek için bazı meşhur camilerdeki bilhassa sabah namazındaki ahvali sizlerle paylaşacağız.

300 SENELİK CAMİ
İlk durağımız Fatih Çarşamba, Manyasızade Caddesi’nde bulunan İsmailağa Cami. Şeyhülislam İsmail Efendi tarafından kendi adına ve kendi evi yerine yaklaşık 300 sene evvel fevkani olarak yaptırılmış. Yapı itibari ile ilk hali çok küçük bir cami olmakla beraber bilhassa Asrın Müceddidi Mahmud Ustaosmanoğlu Efendi Hazretlerinin imam-hatiplik ve irşat vazifesini görevli olarak sürdürdüğü dönemlerde yetersizliği sebebi ile caminin kapasitesi epeyce genişletilmiş.

SÜNNETLERE KILI KIRK YARARCASINA DİKKAT EDİYORLAR
Müezzinin bizzat minarenin şerefesine çıkarak mikrofon kullanmadan okuduğu ezan eşliğinde camiye giriyoruz. Bu pek alışılagelmiş bir hareket olmadığı için cami cemaatinin sünnetlere karşı olan hassasiyeti ve neredeyse bütün cemaatin sarık (imame) takması takdire şayan bir şekilde dikkat çekiyor. Sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra cami cemaatinin bir kısmı sağ kolunun dirseğini yere koyup, yüzünü sağ eline yaslaması ve bir süre  yere doğru dayanması dikkatimizi çekiyor; sebebini soruyoruz, meğer Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabah namazının sünnetini kıldıktan sonra bir miktar dinlenir daha sonra farzı cemaat ile eda edermiş. Sünneti camide kılan cemaat bu sünnetten mahrum olmamak için kısa da olsa bu şekilde bu sünneti de yerine getiriyor.

HER İŞİN UCU EFENDİMİZ (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’E ÇIKIYOR
İmam odasının kapısının açılması ile müezzin kamet getirmeye başlıyor ve imam efendi mihraba doğru ilerliyor. Diğer camiler ile mukayese edildiğinde çok sayıda genç ve çocuk yaşta olanların ve bir çok Suriyelinin bulunduğunu fark ediyoruz ve namaza başlıyoruz. İmam efendi epeyce uzun okuyor, namazdan sonra bunun sebebini sorduğumuzda Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bilhassa sabah namazında uzun kıraat ettiğini ve bu yüzden bu sünnete de ittiba etmiş olmak için böyle yaptıklarını öğreniyoruz.

BÜTÜN MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖZEL DUA
Selam verir vermez bir çok yerde olduğu gibi cemaat yerinden kalkıp gitmiyor. Herkes oturduğu yerde bir miktar zikir ile meşgul oluyor ayrıca namazdan sonra işrak beklemek, zikir veya ilim ile meşgul olmak isteyenler için cami kapanmıyor. Cemaatin büyük bir kısmı zaten camiden çıkmayarak işrak vaktini beklemeye koyuluyor; bir kısmı zikir ile meşgul olurken, bir taraftan da ilim halkalarında İmam-ı Rabbani Hazretleri’nin, Mektubat’ı Rabbani isimli eseri ve Mustafa İsmet Garibullah Hazretleri’nin, Risale-i Kudsiyye eseri okunuyor. Bu dersin sonunda geçen kısım bizzat konumuz ile alakalı olduğu için nakletmek üzere not alıyoruz, şöyle ki; Üç hafta önce Mescid’i Aksa ziyaretine giden hocaefendi, Mahmud Efendi Hazretleri’nin seneler evvel Filistin halkına hitaben “Böyle kahveler dolu Mescid’i Aksa boş kalmaya devam ederse, Mevla Teala Mescid’i Aksa’yı elimizden alacak!” dediğini ve nitekim şimdi ancak Yahudi askerlerin kontrolü ve nezaretinde ziyaret yapıldığını anlatarak cemaatin ve istikametin önemini belirtiyor. Bu kısa fakat anlamlı dersin ardından zulüm altında olan Müslümanlar için Kuran’ı Kerim’den dua ayetleri okunmak sureti ile duygulu bir dua yapılıyor. İşrak vaktinin girmesi ile cami vakfının cemaate çorba ikramı oluyor.

NUMUNE-İ İMTİSAL BU OLSA GEREK
Çoğu gençlerden oluşan yaklaşık 400-500 kişi ile eda ettiğimiz sabah namazının huzuru içerisinde İsmailağa Cami’nden buradaki ahval ve istikametin “Numune-i imtisal” kabilinden olduğuna bir kez daha şahit olmuş şekilde ayrılıyoruz. Bu camiye gelip Asrın Müceddidi Mahmud Efendi Hazretlerinin samimiyet, ihlas ve gayretinin meyvesine şahit olmamak ve onun binlerce cilt kitap yazmak yerine çok daha zoru olan binlerce adam yazdığını görmemek ve bunu itiraf etmemek mümkün değil… Mevla Teala kendilerinden razı olsun, sıhhat ve afiyet ihsan ederek ömürlerini hayırlı, uzun ve bereketli eylesin…

Çarşamba 08.05.2013

YASAL UYARI:Yayınlanan yazı ve haberlerin tüm hakları Medresetul Mahmudiyye’ye aittir. Kaynak gösterilse dahi  yazı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazı sadece sayfadaki paylaşma butonu kullanılarak paylaşılabilinir…

Etiketler:, , , , ,