Özel Haber »

“Sünnilik Ve Şiilik Diye Bir Dinimiz Yoktur” Sözüne Dair İlmi Tahlil

Son günlerden çokça tartışılan “Bizim Sünnîlik diye bir dinimiz yoktur, Şia diye bir dinimiz yoktur, tek dinimiz İslâm’dır” sözünün ilmi ve tarihi açıdan tahlili.

Devamını Oku... »
Makaleler

İslam, İbadet Rehberi, Fıkıh, Akaid, Tefsir, Güncel Yorumlar

Reddiyeler

Batıl Fırkalar, Batıl İnançlar, Bidatlar, Güncel Reddiyeler, Dinler Arası Diyalog

Kültür – Tarih

İslam Tarihi, Osmanlı Tarihi, Padişahlar, Tarihi Arşiv belgeleri, Vesikalar, Mecmua nüshaları

Unutulmuş Sünnetler

Sünnetin Önemi, Günlük Sünnetler, Hilye-i Şerif, Siyer-i Nebi, Riyazü’s Salihin

Boykot Kelimeler

Uydurma, Yersiz, Manasız, Boykot Kelimeler

Anasayfa » Makaleler


Millî Yazımız Osmanlıcadır

osmanlica_edebiyat_beyitTarih boyunca çeşitli coğrafyalarda Türk lisanı ondan fazla alfabe ile yazılmıştır. Türkler İslam ile şereflendikten sonra Kur’an yazısını kabul etmişler ve bu yazıyı bin yıldan fazla kullanmışlardır.

1928’de Latin yazısına geçilmesi ve bin yıllık yazının yasaklanması kültürümüzde, kimliğimizde ve toplumsal hafızamızda telafisi imkansız kopukluklara sebebiyet vermiştir.
Latin alfabesi lisanımıza uygun değildir.
Latin alfabesi millî alfabemiz değildir, adı üstünde Latindir.
İslam Kur’an yazısı ve alfabesi millî yazımızdır, çünkü bir yıldan fazla kullanılmış ve bizim olmuştur.

Bir millet, okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan kolay bir alfabe ile dejenere olur.
Japonların, Çinlilerin gücü, yazılarının çok zor olmasından ileri gelmektedir. Onların çocukları bu zor, çetrefil, karmaşık yazıyı öğrenmek için büyük bir gayret ve cehd sarf etmekte ve zekaları gelişerek bir tür kültür komandosu olarak yetişmektedir.
İngilizlerin gücü ve üstünlüğü, İngilizcenin yazılışı ile okunuşunu arasındaki büyük farkta ve zorluklardadır.

Latin yazısı artık bir realitedir. Bu realiteyi kabul etmemiz gerekir…
Lakin, Türkiye Müslümanları mutlaka ve mutlaka bin küsur yıllık İslam Kur’an yazısı ile Türkçe okuyabilmeli, yazabilmelidir.
Bugünkü kopukluk ile geleceğimiz karanlıktır.
Atalarının dedelerinin mezar taşlarındaki Türkçe ibareleri bile okuyamayan cahiller için istikbal yoktur.

Osmanlıca eğitim ve yayın yasağı âdil hukuka, temel insan haklarına, millî kültür ve menfaatlere aykırıdır.
Bu yasak kaldırılmalı ve isteyen vatandaşlar, hem Latince hem Osmanlıca eğitim yapacak İslam Mektepleri açabilmelidir.
Osmanlıca gazeteler, dergiler, kitaplar yayınlanabilmelidir.
Türkiye’de Çince, Japonca, Rumca, Ermenice, Rusça, İbranice ve diğer alfabelerle yayın yapmak serbest de niçin Osmanlıca yasaktır?
Böyle bir yasak millî kimlik ve kültürümüzün önünde büyük bir engeldir.
Bu yasak utanç vericidir.
Devlet okullara Osmanlıca dersleri koymalıdır.
Müslüman müteşebbisler hem Latince hem Osmanlıca eğitim verecek örnek bir İslam mektebi açmalıdır.

Başlangıçta dört sayfalık da olsa Osmanlıca bir gazete çıkartılmalıdır.
Vaktiyle Orta Anadolu’da yaşayan Karaman Rumları, Türkçeyi Grek alfabesiyle yazıyorlardı ve bu yazıyla hayli Türkçe kitap yayınlamışlardır. (Grek yazısıyla Türkçeden, Latin yazılı Türkçeye Robert Anhegger tarafından çevrilen “Temaşa-i Dünya Seyr – Eyle Dünyayı” isimli kitabı yıllarca önce ne büyük zevkle okumuştum. İslam/Kur’an yazısıyla basılmış nice binlerce önemli, meraklı, değerli kitap var da kazazede yeni nesiller bunlara baktıkça Çince mi Maçince mi anlamıyor…)
Bir vatandaş Karamanlhıca yazıyı öğrense ve o alfabe ile basılmış Türkçe kitapları Latin harflerine çevirse iyi olmaz mı? İşte Osmanlıca öğrenmek de böyledir.
Atalarımızın kendi millî yazıları da olmuştur. Arzu edenler onları da öğrensinler ve onlarla da yayın yapılsın.

İslamî kesimde, Osmanlıca seferberliği başlatacak hamiyet sahipleri yok mudur?

Etiketler:, , ,