Fetih 1453 Filmine Dair – Sadece Bir Kaç Hata!
Malumunuzdur ki son zamanlarda, tarih dizilerine ilginin artması neticesinde bir çok Osmanlı dönem dizisi yapıldı. Sinema sektöründe ise “Fetih 1453” isimli film bir çok ülkede izlendi, kah beğenildi, kah eleştirildi. Son günlerde filmin yerel bir kanalda gösterilmesi ve toplu gösterimlerin artması hasebi ile filmdeki hataların çok az bir kısmına birde Medresetü’l Mahmudiyye farkı ile değinmek istiyoruz;
1.Filmin ilk sahnesi olan “Medine 627” isimli sahnede Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in huzurunda bir konuşma canlandırılmış;
– Lakin sahabenin reislerinden olan Ebu Eyyüb El Ensari’yi canlandıran “Tuncay Gençkalan” kısacık bir sakala sahip. Halbuki Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in sakalı bir tutam idi ve böyle olmasını sahabesine emrederdi, nitekim sahabe efendilerimiz, Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’e ittiba da yarışırlardı.
– Aynı sahnenin devamında sahabelerin bazıları sarıksız canlandırılmış, halbuki sarıksız bir tane dahi sahabe olmadığını kaynak kitaplarında görebiliriz, bilahare Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in sarıksız dolaşmadığını ve bundan şiddetle sakındırdığını Hadis-i Şerif’lerde görmekteyiz.
2. Fatih Sultan Mehmed’i canlandıran “Devrim Evin’in” Osmanlı vücut yapısı ve eşkaline hiç münasip olmadığı da çok barizdir. Yine Fatih Sultan Mehmed’in sakalının çok kısa olması muhaldir ve Osmanlıda sünnet sakalı olmayan memur olamazken padişahı bu şekilde canlandırmak garabettir. Birde Padişahın ve bazı paşaların cübbelerinin yerlerde süründüğünü görüyoruz, buda Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tarafından nehyedilmiştir, tarihi kitaplarda ve Osmanlı dönemine ait kıyafetlerde bunun böyle olmadığını görmekteyiz!
3. Fatih Sultan Mehmed karakteri ve canlandırılan fethin askerlerinin; mahrem bölgelesine dahil olan göbek deliğinin az altına kadar gösterecek şekilde giydirildiği sahneler mevcud. Halbuki Fatih Sultan Mehmed ve ordusu Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) tarafından övülmüş ve haram helal çok dikkat eden takva sahibi kişiler idi. Bu şekilde rezil bir kıyafet ile yarı çıplak ve İslam’a göre mahrem bölgeye dahil olan göbek deliği altının gösterilmiş olmaları hatadır!
4. Osmanlının Devletinin son dönemine kadar padişah, devlet erkanı ve halkın dahi başları açık gezmediğini, başı açık dolaşmanın caiz görülmediği ve utanç sayıldığını biliyoruz. Hatta Osmanlıların gece yatarken dahi “Arakiye” isimli gece takkesi taktıkları kayıtlarda mevcut olmasına rağmen, filmde Fatih Sultan Mehmed bir çok sahnede başı açık bir şekilde dolaşıyor, oturuyor ve yatıyor!
5. Fatih Sultan Mehmed Han döneminde ihtişamlı, yüksek tahtların olmadığı ve padişahın diğer kişilerle aynı hizada, sediri andıran koltukçuklar da oturduğu minyatürlerde görülmekte ve tarihçiler tarafından söylenmektedir. Lakin filmde görüyoruz ki Fatih Sultan Mehmed Han otağında bile yüksek tahtlarda oturuyor.
6. Osmanlı Türkçesinden az da olsa bir kaç kelime ile misallerin dahi olmaması eksiklik ve hata…
7. “Muhteşem Yüzyıl”’da olduğu gibi burada da Osmanlı kadınları, Padişahın hanımları ve Saray erkanı aşırı açık saçık kıyafetler içerisinde serbestçe dolaştıkları görülüyor. Kullanılan kıyafetlerin dikimleri, bilhassa takma kol kullanmaları o döneme ait olmayan bir kesim olduğu ise malumunuzdur.
8. Osmanlı Harem’i ni az öncede beyan ettiğimiz gibi aslına uygun olmayan şekilde canlandırılmış hatta etrafta çalgı aletlerine müşahit olunuyor. Osmanlının en ihtişamlı en dine hassas olunduğu bu dönemde ecdadımıza böyle hakaret etmek gerçekten çok büyük yanlıştır!
9. Osmanlı Devleti bir imparatorluk değildi, Fatih Sultan Mehmed’in İmparatorluk kurma niyetinde olduğu işlenmiş ki, bunun aslı yoktur. İstanbul Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)’in müjdesine nail olmak için değil de, kendini ispatlamak için yapılmış bir fetih gibi gösterilmiş. İstanbulu fethetmekten gayesini Fatih Sultan Mehmed’in kendi yazdığı şu beyitlerden anlayalım;
İmtisali câhidu fillâh oluptur niyyetim,
Dîn-i islâmın mücerred gayretidir, gayretim.
Fazlı Hak ve himmeti cündi ricalullâh ile,
Ehl-i küfrü serteser kahreylemektir niyyetim.
Enbiya-u Evliya’ya istinadım var benim,
Lutfu Hakk’tandır heman ümidi fethu ve nusratım.
Nefsim ve malımla nola kılsam cihanda ictihad,
Hamdulillah var gazaya sad hazaran rağbetim.
Ey Muhammed mucizatın Ahmed-i Muhtar ile,
Umarım galib ola edayı dîn-e devletim.
10. Saray ve Saray erkanını bin bir yanlış içerisinde canlandıran film de ayrıca Osmanlı halkıda edepsiz ve açık saçık bir şekilde canlandırılmış! Halbu ki o dönemde Erkeklerin mutlaka şalvar cübbe ve kadınların ise çarşaflı olduğunu biliyoruz. Lakin film de bir kadın bile bu kıyafet üzere değil!
11. Kuşatma sürecindeki olayların kronolojik sırasının alt üst edilmiş. Kuşatmanın 15. gününde 20 Nisan’da cereyan eden ve İstanbul’un fethindeki en önemli hadiselerden olan üç geminin kuşatmayı yararak İstanbul’a girmesi filmde kuşatmanın 40. gününde 15 Mayıs’ta gösteriliyor. Bu tamamen yanlış bir bilgidir. Olayın aslı ise: 20 Nisan’da İstanbul’a yiyecek ve yardım getiren 3 Ceneviz gemisi ve bir Bizans nakliye gemisi şehrin önlerinde göründü. Osmanlı donanması dört gemiyi Yenikapı önlerinde karşıladı. Şiddetli lodosta manevra yapamayan kürekli Osmanlı gemilerini kolayca yaran yüksek bordolu Ceneviz gemileri Haliç’e girdi. Bu başarısızlık Osmanlı ordusunda büyük bir moral bozukluğuna sebep oldu. Kuşatmanın kaldırılmasıyla ilgili fikirler daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Akşemseddin, gönderdiği bir mektubunda padişahı açık bir şekilde “hükmünü yürütmekten âciz” olmakla suçlayarak derhal gereken tedbirlerin alınmasını istedi.
12. Eyüb Sultan Hazretleri’nin mezarı kuşatma sırasında bulunuyor diye gösteriliyor. Dönemin kaynaklarında kuşatma sırasında Ebu Eyyüb el-Ensari’nin mezarının bulunduğuna dair hiçbir bilgi yoktur. Tarihçi İbn Kemal, Eyüb Sultan’ın mezarının fetihten sonraki yıllarda bulunduğunu açıkça anlatır.
13. Fetihte önemli bir rol oynayan Akşemseddin, ancak filmin sonlarında ortaya çıkıyor. Hâlbuki Akşemseddin, kuşatmaya ilk günlerden itibaren katılmış ve kuşatmanın en sıkıntılı zamanlarında gerek padişahın gerekse ordunun manevî gücünün yükseltilmesine yardımcı olmuştur.
14. Filmde kuşatmanın başlangıcında Bizans İmparatoru ile II.Mehmed surların önünde konuşuyor gösterilmiş. Böyle bir konuşma olmamıştır.
15. Ceneviz dükasının önündeki masada Venedik’in simgesi kanatlı SanMarko arslanı bulunuyor. Venedik’le Ceneviz iki büyük rakiptir. Birbirlerinin simgesini kullanmazlar.
16. Bizans İmparatoru’nun cesedi Fatih İstanbul’a girerken bulunmuş gibi gösteriliyor. Bu doğru değildir. İmparatorun cesedi fetihten sonra Fatih’in araştırmaları sonucu bulunmuştur.
17. Kuşatma sırasında Fatih, İstanbul’un kapılarının ve yerleşim yerlerinin Türkçe isimleriyle askerlerini yerleştiriyor. Ayvansaray gibi. Fetihten önce bu Türkçe veya Türkçeleşmiş isimler kullanılmıyordu.
18. Şehrin savunmasında büyük rol oynayan Cenevizli Guistiniani surlarda Ulubatlı Hasan tarafından öldürülmüş gösteriliyor. Cenevizli komutan son hücum sırasında kılıçla değil arkebüzle yaralanmış, ancak İstanbul’da değil, yaralı olarak şehirden kurtulup Sakız’a vardıktan sonra ölmüştür.
19. Ulubatlı Hasan’ın üzerinde hiçbir İslam Emaresi olmaması hatta Şovalye Guistiniani ile aralarında hiçbir fark olmadığına şahidiz, hakkında teferruatlı hiç bir malumatımız olmayan Ulubatlı Hasan hakkında bunca kurgunun yapılması hoşgörü ile karşılanamaz.
20. Ayrıca Ulubatlı Hasan’nın Era ile zina ettiği büyük bir iftiradır. Filme Fatih Sultan Mehmed Han’dan ziyade, kurgulanmış olan Hasan ile Era aşkı (!) anlatılmış olması ise saçmalıktır.
21. Filmin en büyük eksiği, fetihten sonra Ayasofya’ya giden Fatih’in buradaki Bizanslılar’a bir konuşma yaptıktan sonra filmin bitirilmesi. Hâlbuki filmAyasofya’da ezan okunduktan sonra Fatih’in secdeye vardığı anla bitirilseydi çok anlamlı ve daha etkileyici olurdu. Velhasıl, filmin başından sonuna kadar bir şeyin eksikliğini hissediyoruz: Ruh…
Etiketler:fetih 1453, fetih 1453 hatalar, fetih 1453 reddiye, fetih 1453 yanlışlar